Kayaların Üstünden

~ 29 Ocak 2009 Perşembe


‘’Üniversitede öğretmen gelir , dersi anlatır ; ve gider…’’

Bu cümleye lise yıllarımda çok fazla karşılaşmıştım.Bu ; aslında üniversitenin ne kadar ciddi ve önemli bir süreç olduğunu bilinç altına yerleştirmek adına kurulan öğretmen cümlesiydi.Öte yandan biz öğrencilerin zihninde resim olan bir özgürlük bahçesiydi üniversiteler.Sanki kayıt olmadan önce sözleşme imzalayacağız sanıyorduk…

1.Yoklama yok …
2. Çan eğrisi zorunluluğu..
3.İstediğimiz kadar make-up hakkı..


Böyle birşeye inandık körü körüne.

Oysa internet vardı , öğrencilere ulaşabilirdik , neyin ne olduğunu keşife gerek kalmadan öğrenebilirdik.Ama bizler ; içgüdüsel olarak inandık yine inanmak istediğimize.Ve gördükki özgürlüğün bahçesi olan yer üniversite değil ; üniversitenin olduğu şehirdi.Bunu farkedene kadar geçen başdöndürücü süreç ve göz boyayan özgürlük saatlerinin etkisi yavaş yavaş geçerken uyandım.

Hayatımın en kötü dönemini geçiriyordum!
Buna depresyon denebilirdi belki.Kimseyi görecek halim yoktu.Konuşmak zordu.Yıllar boyunca aileme karşı kavgasını verdiğim,savaştığım ve inandığım yolun başına gelmeden kaybetmiştim.Ve kaybetmesi gereken son kişiydim.Nedenleri sorgulayacak halim yoktu.Kendime güvenmiştim.

Yeteneğimi görmek ve keşfetmek için Fazıl Say olmak gerekmiyordu.
Hiçbir müzikal ensturman ve teori dersi almamama rağmen ; elime alıpta çalamadığım müzik enstrumanı olmamıştı.Son olarak elime geçen balık’ın çellosunuda ‘’ elini şuraya koy bakalım , sonrada şuraya ; aaaa ver bakayım onu ‘’ deyip çözdükten sonra ; bundan sonra olacağınıda düşünmüyorum.

Ama olmamıştı.Kazanamamıştım hayallerimi..
Baba’ya karşı verilen garantinin gerçekleşmemesi ; bunun üzüntüsü vs derken bir kapı açık duruyordu ışığı belirsiz. Kıbrıs.

Karar mekanizmamı yitirmiştim.Eğer bir şeye tutunamazsam içinde bulunduğum ruh halinden nasıl çıkabileceğimi bilmiyordum.Herşey ortadaydı.Hayatımın geri kalanı için kumar oynuyor gibiydim.Fazla düşünmedim.Tamam dedim.Herkesden uzaklaşmak ; kimsenin beni tanımadığı ; kimseyi umursamayacağım ve yeniden yaratılacağım bir yerdi istediğim.Ve o an için aradığım yerdi karşımdaki.

Zamanla anladım ki o an ; o an içindi !

Babam taksiye binip havaalanına gittiğinde ; amerikan filmlerindeki gibi radyodan rock’n roll çalmadı.Biralar , kızlar , güneş , deniz … Tek tek sorarsanız evet hepsi vardı ; ama birlikte değildi.Bu bir film değildi.Bu gerçekti.Deniz hariç gerisi zaten umrumda değildi.Ama yeşil mercedes uzaklaştığında dank eden şey ...

İşte oğlum yalnızssın! Son derece arabeskti!


..devamı gelir belki

* * *

Bu blog BloggerV.com üyesidir.